Alman düşünür Theodor W. Adorno'nun "otoritaryen kişilik" kuramı önemli bir teorik çerçeve sunar. Adorno, Otoriteryan Kişilik Üzerine Niteliksel İdeoloji İncelemeleri adlı eserinde 4. Bölüm - Tipler ve Sendromlar'da; bireylerin, çocukluk dönemlerinde maruz kaldıkları baskıcı, itaat temelli sosyalizasyon süreçlerinin, ileriki yaşamda onları otoriter eğilimlere açık hale getirdiğini vurgulamaktadır.
Aşağıda yer alan bir alıntıda da görülmektedir ki "Özne ancak, itaat ve boyun eğmeden haz alarak, kendi toplumsal uyumuna ulaşır..." alıntısıyla bu gibi doyumların toplumda, güce tapma, zayıfa karşı tahammülsüzlük, gri alanlara kapalı olma, belirsizlik ve farklılık karşısında kaygı eleştiriye kapalı olma, dogmatik tutum, bastırılmış duyguların dış gruplara (azınlıklar, muhalifler, farklı yaşam tarzları) yansıtılması şeklinde davranış silsilesine dönüştüğü vurgulanmaktadır.
Bu bireyler için demokratik değerler—çoğulculuk, eşitlik, ifade özgürlüğü—tehdit olarak algılanmaktadır; çünkü bu değerler, onların içsel olarak bastırdıkları korkuları ve belirsizlikleri tetiklemektedir.
Adalet duygusu geliştirilmemiş kamusal alanlarda başkasının hakkını gasp etmenin sınırlarına yönelik bir kafa karışıklığı oluşmaktadır. Güç odaklı hiyerarşi içselleştirilerek, dayak yiyenlerin daha fazla sustuğu, güçsüzlerin güçlülerin yanına koştuğu, “hak eden”in değil, “itaat eden”in kazandığı bir toplumda herkes sayısız bir şikayet çemberine hapsolur. Kökleştirilmeye çalışılan demokrasilerde, toplumun refahı arzu edilirken bu refahı zedeleyen algılar, argümanlar bir çeşit meşrulaştırma stratejisine bürünür. Bu da kamusal görevlerde “yetkinlik” yerine “bağlantı” arayan, hesap vermekten kaçınan bireyleri birer birer karşımıza çıkartır. Demokratik bir toplum için gerekli olan yasalar, seçimler bir yana; şefkatli, eşitlikçi ve sorumluluk taşıyan adil bir gündelik yaşantı diline olan özlem daha da derinleşir.
Daha fazla bilgi edinmek için şu esere göz atabilirsiniz;
Theodor W. Adorno, Otoriteryan Kişilik Üzerine Niteliksel İdeoloji İncelemeleri, Say Yayınları.


0 comments:
Yorum Gönder